Sarı Mayo
Türkiye' de şu görüntüye sıkça şahit olmuşsunuzdur; İş yerinde, okulda evde, sokakta, aklınıza gelebilecek herhangi bir yerde, önemli bir futbol maçı varsa bir çok erkek bir araya gelir ve televizyonun ya da radyonun (gerçi artık 3G var, cepten seyredilir!) başına geçip heyecanla maçı takip eder. Duruma göre ya üzülür ya sevinir, yorumlarda bulunur vs. Tanıdık gelmiştir eminim herbirinize. Ben geçenlerde benzer bir duruma işyerinde şahit oldum. Evet evet Hollanda'da işyerinde radyo açıldı ve heyecanlı spikerin sesinden Fransa Bisiklet Turu dinlendi. Çok ilgimi çekti, spiker o kadar heyecanlı anlatıyordu ki ben de neler olup bitiyor anlamaya çalıştım. Arkadaşlarıma sorular sordum bana bilgi verdiler, Sarı Mayonun anlamını anlattılar, bu yarışmanın tarihsel gelişimini, ülkelerin ne derece önem verdiklerini vs vs anlattılar, ben de imrenerek dinledim. Sonra biri ama sizden kimse yok burada dedi, üzüldüm ama bizde bisiklete binmek pek spor olarak görülmez dedim kendi kendime.
Daha önceleri Lance Armstrong' un muhteşem hayat hikayesini ("Yaşama Çevrilen Pedal") okumuştum, daha doğrusu Barış okurken ben de nasiplenmiştim. 1996 yılında Armstrong'un üçüncü aşama testis kanseri olduğu ve hastalığın beynine sıçradığı açıklanırken, yaşama şansının yüzde 40 olduğu belirtilmiş. Ancak Armstrong, kanseri yenerek yaşama dönmeyi başarmış ve 1995-2005 yılları arasında Fransa Bisiklet Turunda üstüste 7 kez sarı mayoyu giyerek erişilmesi neredeyse imkansız olan bir rekora imza atmış.
Bu yıl birincilik 185 saatlik pedal çevirmenin ardından İspanya' ya (Alberto Contador - Resimdeki) gitti, seneye bakalım neler olacak. Yalnız Türkiye' de yaşarken de farkındaydım ama buradaki hayatı gördükten sonra bir kez daha anladım ki biz sanata, spora, edebiyata gereken ilgiyi göstermiyoruz millet olarak. Düşünün hayatınızı bisiklet sürerek, kitap yazarak, resim yaparak kazanmak istediğinizi hele de orta direkt bir aileden geliyorsanız. Biz de varsa yoksa mühendislik. Bunu değiştirmeliyiz.
Daha önceleri Lance Armstrong' un muhteşem hayat hikayesini ("Yaşama Çevrilen Pedal") okumuştum, daha doğrusu Barış okurken ben de nasiplenmiştim. 1996 yılında Armstrong'un üçüncü aşama testis kanseri olduğu ve hastalığın beynine sıçradığı açıklanırken, yaşama şansının yüzde 40 olduğu belirtilmiş. Ancak Armstrong, kanseri yenerek yaşama dönmeyi başarmış ve 1995-2005 yılları arasında Fransa Bisiklet Turunda üstüste 7 kez sarı mayoyu giyerek erişilmesi neredeyse imkansız olan bir rekora imza atmış.
Bu yıl birincilik 185 saatlik pedal çevirmenin ardından İspanya' ya (Alberto Contador - Resimdeki) gitti, seneye bakalım neler olacak. Yalnız Türkiye' de yaşarken de farkındaydım ama buradaki hayatı gördükten sonra bir kez daha anladım ki biz sanata, spora, edebiyata gereken ilgiyi göstermiyoruz millet olarak. Düşünün hayatınızı bisiklet sürerek, kitap yazarak, resim yaparak kazanmak istediğinizi hele de orta direkt bir aileden geliyorsanız. Biz de varsa yoksa mühendislik. Bunu değiştirmeliyiz.
0 comments:
Yorum Gönder