Married in Morocco
Uzun süre düşündüm nasıl ve nereden başlasam diye. Araya bir çok olay girdi bir türlü fırsat olmadı şu Fas seyahatimizi anlatmaya. Ben de şimdi Hollanda' da otel odamda yalnız başıma bayram arefesinde hadi bakayım dedim kendime başla birşeyler yazmaya. Barış şu an Türkiye' de eşyaların toplanması ile ilgileniyor yarın yani bayramın 1. günü yanıma gelecek inşallah. Hayırdır inşallah ne Hollanda'sı ne taşınması dediğinizi biliyorum onları da anlatacağım merak etmeyin. Herşeyin sırası var ama benim zamanım yok bunları bir bir anlatmaya, o nedenle 2007 yılındaki değişim rüzgarından teker teker zaman içerisinde bahsedeceğim.
1998 yılından beri çalışıyorum ama hiç bir zaman 3 hafta tatil yap(a)mamıştım. Bu defa evleniyordum, kolay mı? 23 Mart 98 - 20 Temmuz 07. Varın siz söyleyin çık mu yani 3 hafta izin. Evet 3 hafta iznimiz süresince yurtdışında evlenip gezecektik. Yaw nereden çıktı şimdi, aileler ne diyor, arkadaşlarınızdan uzakta ne yapacaksınız, düğün olmayacak mı vs. sorularına verebilecek çok fazla cevabım yok açıkçası. Sadece düğün yapıp insanları eğlendirmek, bu arada bir sürü sıkıntı çekmek, istediklerimizi bir türlü gerçekleştirememek, para harcamak yerine, paramızı kendi istediğimiz şekilde istediğimiz yerde kendimiz için harcayalım dedik. Kötü' mü ettik yaw, uzun yıllar anlatacak anılarımız oldu. Formalitelerden de kurtulmuş olduk.
Neyse, tamam Türkiye dışında bir yerde evlenecektik de neresi olacaktı burası? Herkes gibi Las Vegas' a mı gidecektik yani. Yok artık :). Düşündük, taşındık ben avrupa da çalışma niyetinde olduğumdan, oraya gitmeyi istemedik. Eğer iş bulursam zaten bayağı gezeceğiz oraları diye düşünmüştük. Nitekim de öyle oldu. Neyse, Fas bizim ilgimizi çekiyordu açıkçası, ben bir mail attım Türk Büyükelçiliğine onlar da cevap verdiler "elbette burada evlenebilirsiniz" diye. Tamam karar verilmişti, Fas' a gidecektik, oradan fırsatımız olursa İspanya tarafına da geçecektik. Barış tüm gezi ve evlilik planlarımızı yaptı, her zaman olduğu gibi sırt çantalarımızı hazırladık ve yola çıktık. Aslında planımız 20.07.2007 de başkent Rabat ta evlenmekti ama biz 10.07.2007 yi denk getirebildik. Valla hiç bu kadar heyecanlanacağımı düşünmemiştim. Büyükelçilikte bilinen o meşhur diyaloglar gerçekleştirildi, tüm elçilik personeli oradaydı ve biz sadece imza atıp çıkacağımızı düşünürken kendimizi nikah salonunda hissettik ve heyecanlandık. Barış ayağıma bile bastı. Neyse herşeyi video ya kaydettik ama resim çekmeyi atlamışız düşünün ne kadar heyecanlandığımızı.
Seramoni bitti ve biz gerçek anlamda Fas'ı gezmeye başladık, neredeyse tüm ülkeyi gezdik. Bir gece çölde kaldık, deveyle çölde dolaştık, gerçekten kolay bir iş değil. Temmuz ayı aslında en sıcak dönemi ve çöl için hiç uygun bir zaman değil. O nedenle sadece ben, Barış ve bizi çöldeki çadıra götürecek olan bedevi ile beraberdik. Çölü kapattım Barış için yani anlayacağınız. Değişik bir deneyim oldu. Çöl dışında sıcaktan çok etkilenmedik açıkçası. Taksi şöförleri dışında Faslı insanları da çok sevdik. Yemekleri ilk başlarda iyiydi ama hep aynı şeyler zamanla bıktırdı bizleri. Kuskus ve Tagine (bizim güvece benziyor) en meşhur yemekleri. Herkes Fransızca konuşuyor. Fransızca bilmeyen yok gibi, büyük çoğunluk İspanyolca da bilyor. Bizim gibi sadece İngilizce biliyorsanız çok zorluk çekersiniz. Sömürge olmanın avantajları! diye yorumladık. Ve de gerçekten pisler. Yani İspanya tarafına geçiyoruz ve Avrupaya geldiğini farkediyorsun. 2 km. gerindeki plaja girmek mümkün değilken bu taraf pırıl pırıl, hayrete düşmemek elde değil. En çok Fes ve Marakeş' i beğendik. Büyülü şehirler. Hele Fes yaşayan en eski şehirlerden biri. Labirent gibi heryer kaybolmamak imkansız. Marakeş ise herkesin görmesi gereken bir yer. Jemaa l-Fna meydanını anlatmak yetmez. Binbir çeşit insanı görebilirsiniz. İster inanın ister inanmayın bu meydan da dişçi bile var ama dişçilik yapmıyor! Resim çektirerek para kazanıyor. Yandaki resim Fas'ı gezerken en çok faydalandığımız site olan lexicorient den alıntıdır. Fas ile ilgili en iyi bilgileri kesinlikle bu siteden bulabilirsiniz.
Essaouira güzel bir sahil kasabası, uçsuz bucaksız okyanusu seyredip düşlere dalmak için birebir. Tangier' ı da beğendik sayılır, yani en sevdiğimiz yazarlardan Jack Kerouac'ın sürekli bahsettiği bir yer olması bizim iştahımızı kabartmıştı. Ayrıca herkesin bildiğinin aksine meşhur Kazablanka filminin asıl çekildiği yerin Tangier olduğunu öğrendiğimizde şok olmuştuk ama beklediğimizi tam bulabildiğimizi söyleyemeyeceğim. Bize sıradan geldi açıkçası, belki de artık Fas' a alışmıştık o nedenle çok ilgimizi çekmedi. Kazablanka da elbette beğenmediğimiz yerler arasında, çok sıradan. Dünyanın en büyük 2. cami olan Hasan II ye gittik, gerçekten muazzam bir cami ama insan, bunca adam açlıktan kırılırken bu gösterişe gerek var mı diye sormadan edemiyor (800.000.000$ a malolmuş!!!). Neyse . . . Chefchaouen pek çok kimsenin bilmediği ama kesinlikle Fas' a gidiyorsanız bir gününüzü ayırmanız gereken büyülğ bir kasaba. Bize Bozcaada' yı anımsattı inanılmaz güzel ve bir o kadar da temiz. Yolculuğumuz sırasında Cepta ya da geçtik. Afrika topraklarında bulunan bu ufak İspanyol şehri çok güzel plajlara sahip. İspanyol meyhanesinde Sangria içip tapa yedik elbette. Akdeniz' e ve Atlas okyanusuna girme şerefine de erişmiş olduk bu seyahatimizde.
Fas kesinlikle çok ucuz bir ülke, herşey çok ucuz, halkı da bunun farkında olduğu için pazarlık yapmanız gerekiyor. Turist olduğunuzu bilince fiyatlar 20 katına kadar çıkabiliyor. Ama inanın 350 den başlayıp 20 dirheme aldığımız şeyler oldu. İnanılmaz bir pazarlık diyaloğu yaşıyorsunuz bu bile zevk veriyor insana. sadece 1 euro ya taksiyle tüm şehri gezebiliyorsunuz neredeyse. Biz de o nedenle taksilerden inmedik. Yalnız taksiciler ile ilgili bir uyarı yapmam gerekiyor. Taksimetre açmıyorlar ve kafalarına göre para istiyorlar. Israrcı olmak gerekiyor. Ben ıssısz bir yerde bir kaç taksiciyle takıştıktan sonra bir diğerinin taksimetreyi açmak istememesi üzerine plakasını alır gibi yaptım. 10 dakika peşimde dolaştı, yalvardı, biz de korktuk ama peşimizi bırakmadı. En son bakkala girdim su alma bahanesiyle gelip suyun parasını vermeye çalıştı o da çok korkmuş olacak ki bu derece pişman oldu.
Anlat anlat bitmez hikayeler, böyle geçti bu tatilimiz işte. İyiki yaptık bunu, eğlendik, mutlu döndük ülkemize. Ne diyelim daha güzel seyahatler sizlerin olsun.
Fas seyahatimizle ilgili resimlerden oluşturduğum video yu aşağıda bulabilirsiniz. Umarım beğenirsiniz.
2 comments:
cok guzel yazmissin tekincigim ama bence bir gozden gecirilmeyi hakediyor..
ikinci basimi daha ozenli ve guzel olacaktir sanirim, :)
video fikri de sahane.
daha fazla detay bekliyoruz tekincigim...
Yorum Gönder