"I should not talk so much about myself if there were anybody else whom I knew as well." - "Eğer bir başkasını daha iyi tanıyor olsaydım, kendimden bahsetmezdim." - Henry David Thoreau

Cuma, Aralık 16, 2005

Mentesler . . .

Evveeettttt, tarihteki en son (henuz!!!) Mentes ferdini sizlere yanda sunuyorum. Elbette bu konuda bana tur bindiren canim abim Cetin' i ve mustakbel esi Ania' yi tebrik ediyorum. Mutluluklari daim olur insallah. Boylelikle 3. kez amca olma serefine erisecegim sayelerinde.

Simdi sizlere Almanya' da yasayan abimlerden, eslerinden ve canim yegenlerimden biraz bahsedeyim. Once Cetin abimden bahsetdeyim. Valla kendisini hep haylaz biri olarak hatirlarim, zaten onunla tanisan biri ilk once suratindaki yara izlerine bakar ve hemen anlar cocukken ne denli yaramaz birisi oldugunu. Hic unutmam kucucuk cocuktum ve parkta oynuyordum, karsidan abim ve yaninda bir refakatci, abimin uzerinde okul uniformasi ve her tarafi kan icinde, kafasi sargili bana dogru geliyor :) Elbette sonradan ogreniyoruz ki okulda kosustururken camdan disari cikivermis kafasi :) Tabi buradan edindigi yara izi her daim gorulebilir (Bkz. : yandaki resim.). Yine bir gun ben disarida oyun oynuyorum (evet ben hep oyun oynardim abim bir taraflarini yaralayacagi zamanlar), abim de ev ekonomisine katki olsun diye mi yoksa karni aciktigi icin mi bilinmez incir agacindan incir topluyordu. Hala gozumun onundedir agactan dustugu o an, GUUUMMMM diye ses cikmisti yer titremisti siddetinden, tabi sonuc bir kirik kol. Gelelim Coskun abime, o da yaramazdi (aslinda hepimiz yaramazdik) ama pek belli etmezdi. Hep bana birseyler alir, getirirdi cikolata, gofret ne eserse aklina, hic unutmam bir gun bana fitilli pantalon almisti, sanirim ilk maasiydi, uzun yillar onun aldigi pantolon diye boburlene boburlene giymistim. Bana misket oynamayi ogretmisti, hatta baska cocuklari yenip bana bir suru misket getirirdi. Sayesinde yuzlerce misketim oldu, hatta bu sene Istanbul' a geldiklerinde o misketlerle yegenim Deniz oynadi durdu. Iste bu isler boyle, nesilden nesile gecer bu oyuncaklar. Tabii anlatacak cok sey var ama simdilik bu kadar yeter. Menteslerden bahsederken ailedeki herkesin isimlerini bir siralayalim burada. Coskun, Yeter, Deniz, Cetin, Ania, Ezgi, ???.

Az biraz yegenlerimizden de bahsedelim; Ilk Ezgiyi tanidim, dunya tatlisi birseydi, ufakligini biliyorum sonra Almanya' ya gitti ve artik sadece resimlerini goruyorum ve sesini duyuyorum bazen telefonlastigimizda. Simdi kocaman genc bir kiz olmus, umarim en kisa zamanda onu tekrar gorebilirim. Ufakken onu dedesine getirmistim hic unutmuyorum, o kadar sirindiki babam onu kucagindan indirmemisti uzun bir sure. Vayy be yillar ne cabuk geciyor. Neyse sonra Deniz katildi ailemize, onun da cocuklugunu biliyorum, sanirim Turkiye' ye geldiginde 1 yasinda bile degildi. Bir de bu yil geldi buyumus haliyle. Haylaz mi haylaz, tatli mi tatli birsey, yaramazligi mentes ailesinden geliyor ona eminiz :). Ama buyuyunce cok canlar yakacak valla yakisikli yegenim benim. Evet, simdi 3. yegen yolda ama henuz onunla ilgili cok fazla bilgiye sahip degiliz, zamanla gorecegiz.

Ve nihayetinde gelinlerimiz. Yeter ablam ile tanisma firsati buldum Turkiye' ye geldiklerinde. Pek bir kaynastik, gordugum en dobra insanlardan biri, hayat dolu. Ania ile hic gorusmedik henuz ama resimlerinden ve telefonlasmalarimizdan biliyorum, harika biri oldugunu tanismadan dahi anladim. Cetin abimin mutlulugunu her bir kelimesinden anlayabiliyorum daha ne isteyeyim. Umarim omur boyu mentesler mutlu olurlar. Umarim abimler canim ablamlari hic uzmezler :)

Hep gorusebilmek, hep beraber olabilmek umidiyle.

0 comments: