"I should not talk so much about myself if there were anybody else whom I knew as well." - "Eğer bir başkasını daha iyi tanıyor olsaydım, kendimden bahsetmezdim." - Henry David Thoreau

Pazartesi, Aralık 19, 2005

Jazz . . .

Bugun bir hayalimi gerceklestirdim, ne oldugu onemli degil sadece cok ama cok mutluyum. 19 Aralik 2005 benim icin onemli bir tarih oldu. Bu konuyla ilgili gelismeler (resimli!!!) yakinda burada. . .

Vay be bu gunleri de gorecektim yani, en cok da babama anlatmak icin heyecanliyim ama daha vakti var .

Read more...

Cuma, Aralık 16, 2005

Mentesler . . .

Evveeettttt, tarihteki en son (henuz!!!) Mentes ferdini sizlere yanda sunuyorum. Elbette bu konuda bana tur bindiren canim abim Cetin' i ve mustakbel esi Ania' yi tebrik ediyorum. Mutluluklari daim olur insallah. Boylelikle 3. kez amca olma serefine erisecegim sayelerinde.

Simdi sizlere Almanya' da yasayan abimlerden, eslerinden ve canim yegenlerimden biraz bahsedeyim. Once Cetin abimden bahsetdeyim. Valla kendisini hep haylaz biri olarak hatirlarim, zaten onunla tanisan biri ilk once suratindaki yara izlerine bakar ve hemen anlar cocukken ne denli yaramaz birisi oldugunu. Hic unutmam kucucuk cocuktum ve parkta oynuyordum, karsidan abim ve yaninda bir refakatci, abimin uzerinde okul uniformasi ve her tarafi kan icinde, kafasi sargili bana dogru geliyor :) Elbette sonradan ogreniyoruz ki okulda kosustururken camdan disari cikivermis kafasi :) Tabi buradan edindigi yara izi her daim gorulebilir (Bkz. : yandaki resim.). Yine bir gun ben disarida oyun oynuyorum (evet ben hep oyun oynardim abim bir taraflarini yaralayacagi zamanlar), abim de ev ekonomisine katki olsun diye mi yoksa karni aciktigi icin mi bilinmez incir agacindan incir topluyordu. Hala gozumun onundedir agactan dustugu o an, GUUUMMMM diye ses cikmisti yer titremisti siddetinden, tabi sonuc bir kirik kol. Gelelim Coskun abime, o da yaramazdi (aslinda hepimiz yaramazdik) ama pek belli etmezdi. Hep bana birseyler alir, getirirdi cikolata, gofret ne eserse aklina, hic unutmam bir gun bana fitilli pantalon almisti, sanirim ilk maasiydi, uzun yillar onun aldigi pantolon diye boburlene boburlene giymistim. Bana misket oynamayi ogretmisti, hatta baska cocuklari yenip bana bir suru misket getirirdi. Sayesinde yuzlerce misketim oldu, hatta bu sene Istanbul' a geldiklerinde o misketlerle yegenim Deniz oynadi durdu. Iste bu isler boyle, nesilden nesile gecer bu oyuncaklar. Tabii anlatacak cok sey var ama simdilik bu kadar yeter. Menteslerden bahsederken ailedeki herkesin isimlerini bir siralayalim burada. Coskun, Yeter, Deniz, Cetin, Ania, Ezgi, ???.

Az biraz yegenlerimizden de bahsedelim; Ilk Ezgiyi tanidim, dunya tatlisi birseydi, ufakligini biliyorum sonra Almanya' ya gitti ve artik sadece resimlerini goruyorum ve sesini duyuyorum bazen telefonlastigimizda. Simdi kocaman genc bir kiz olmus, umarim en kisa zamanda onu tekrar gorebilirim. Ufakken onu dedesine getirmistim hic unutmuyorum, o kadar sirindiki babam onu kucagindan indirmemisti uzun bir sure. Vayy be yillar ne cabuk geciyor. Neyse sonra Deniz katildi ailemize, onun da cocuklugunu biliyorum, sanirim Turkiye' ye geldiginde 1 yasinda bile degildi. Bir de bu yil geldi buyumus haliyle. Haylaz mi haylaz, tatli mi tatli birsey, yaramazligi mentes ailesinden geliyor ona eminiz :). Ama buyuyunce cok canlar yakacak valla yakisikli yegenim benim. Evet, simdi 3. yegen yolda ama henuz onunla ilgili cok fazla bilgiye sahip degiliz, zamanla gorecegiz.

Ve nihayetinde gelinlerimiz. Yeter ablam ile tanisma firsati buldum Turkiye' ye geldiklerinde. Pek bir kaynastik, gordugum en dobra insanlardan biri, hayat dolu. Ania ile hic gorusmedik henuz ama resimlerinden ve telefonlasmalarimizdan biliyorum, harika biri oldugunu tanismadan dahi anladim. Cetin abimin mutlulugunu her bir kelimesinden anlayabiliyorum daha ne isteyeyim. Umarim omur boyu mentesler mutlu olurlar. Umarim abimler canim ablamlari hic uzmezler :)

Hep gorusebilmek, hep beraber olabilmek umidiyle.

Read more...

Cuma, Aralık 02, 2005

Anne, Baba

En basa donersek, onlar olmasa idi siz su an bu sayfayi inceleyemiyor olacaktiniz. Ben onlarin eseriyim, umarim hayal ettikleri gibi bir eserimdir onlar icin. Once babamdan baslayayim, efendim herkes bilirki babam dunya uzerindeki en buyuk araba cilginlarindan biridir. Araba konusunda bilmedigi yoktur, sahip oldugu arabalarin tamirci yuzu gormesi mumkun degildir, zira garajinda bir arabanin sanzimanini bile cikartip, tamir edip, tekrar takacak alet edevat bulunmaktadir, bu sanziman ornegini veriyorum zira bilinmis bir vukuattir sanzimanin indirilip takilmasi. Hatta bu islemi yaparken babamim uzerine sanziman dusmustu ve ben de (7-8 yaslarinda velet) tum mahalleyi yaygaraya vermistim, "babam oluyor" diye. Yillarca babam bu hikayeyi anlatmistir komsulara . Arabalar dedim de, (babam ile ilgili bir cok anim herhalde araba ile ilgilidir) ben uzun yillar taksilerden inerken kapilarini tam olarak kapatamama sendromuna yakalanmistim babam yuzunden, arabalarina cok duskun oldugundan kapiyi yavas olarak kapatabilmem gerekiyordu aksi halde laf soylerdi. Aslinda o nedenledir ki uzun yillar ehliyet almadim, dusunsenize, babamin arabasini kullanip bir taraflarini cizdirdigimi . Babam su ana kadar bir suru araba degistirdi, ama o herzaman kirmizi rengi ve ford marka arabayi tercih etti, ben de buraya en son arabamisinin resmini koydum. Valla bu resme iyi bakin, cunku arabayi normal sartlarda garajin disinda gormek mumkun degildir, insanlar cogu zaman rengini. markasini unuturlar. Artik sorun degil, bu siteyi ziyaret edin ve hangi araba su an bizim garajda ogrenin.

Tabi babam bir de yakisikliligi ile meshurdur, deginmeden gecemeyecegim. Saclarinin siyahligi ve gurlugu (insallah ben de ona cekmisimdir, simdilik oyle gozukuyor, yani en azindan yakisiklilik konusunda babami bile gectigimi soyleyebilirim ) herkes tarafindan takdirle karsilanir. Valla ben isin sirrini burada soyleyeyim, hepiniz de ogrenin, saclarina limon suruyor, sonra da arkaya bir tariyor, oluyor bir delikanli, tabi annem cok sikayetci .

Anneme gelince, dunya tatlisi bir karadenizlidir. Karadenizliliginin altini ciziyorum, cunku yaptigi her hareketin altinda onun karadenizlilik ozelliginin bir payi vardir, o nedenle ben de karadenizi ve insanini cok severim. Annem benim uzerime cok duser, hala daha bu boyledir, buyudugumu koca adam oldugumu anlamaz, ama herhalde her anne benzer davranislarda bulunuyorlardir cocuklarina karsi. Simdi Istanbulda olsam, ve tipki eski gunlerdeki gibi parkta arkadaslarla top oynuyor olsam, yine herhalde cikip gelir, terliysem sirtima havlu koyardi . Benim ODTU de yuksek lisansa gitmemdeki en buyuk pay anneme aittir herhalde, cok mucadele etti, ben de onun yuzunu kara cikarmadigimi dusunuyorum. Herne kadar o zaman zaman istanbul' dan ayrilmam nedeniyle sitemlerini belirtse de, eminim benim icin en dogru kararin bu oldugunun O da farkindadir. Ben de anneme az cektirmedim gemisti, dusunuyorum da simdi. Surekli hasta olurdum, okumayi da gec sokmustum, annem surekli "herhalde bu cocuk okumayacak" derdi. Bir gun ilkokulda tenefuste yaramazlik yapmisti, sanirim bir arkadasimla kavga etmistim, ilkokul 3' e gidiyordum, ogretmenimiz Ahmet Bey beni yanina cagarmis, bagirmisti ve eve gondermisti. Ben de evdekilere hasta oldugumu soylemistim, gunlerce de okula gitmedim, taki bir arkadasimin annesi eve gelip durumu anneme izah edene kadar. Tabi annem cileden cikmisti ve dogru okula, Ahmet Ogretmenin karsisina dikilmisti hakli olarak. Ahmet Hoca ile ondan sonra aramizdan su sizmadi. Ama ben ilk iki sene beni okutan Mine Cetintas hocami hic unutamam, Ahmet Ogretmen Mine Hanim bizi terkedince gelmisti, o nedenle aslinda ilk zamanlar yildizimiz pek barismamisti. Ben her sene ogretmenler gununde Mine Ogretmeni ziyaret ederdim. Bir de Nadire ogretmen vardi, bizim yansiniftan ve de Mine ogretmenin arkadasi. Annem, Mine ve Nadire cok iyi anlasirlardi. Oyle iste, ozetle bakarsak gecmise annemin buyuk emegi vardir benim okumamda. Ellerinden opuyorum yine, yeniden burada.

Ahh annecigim ahh babacigim sizleri bu internet sitesine sigdirmak mumkun mu? Beni bugunlere getirdiniz, bir suru emek verdiniz, ne yapsam hakkinizi odeyemem sizlerin. Umarim sizlere layik bir evlat olmusumdur.

Hakkinizi helal edin . . .

Read more...

Salı, Kasım 15, 2005

DSG Fethiye' de

Posted by Picasa Delta Havaciliktan arkadaslarim ile (Gokhan sagolsun, bizleri boyle aktivitelere sokuyor) gittigimiz Fethiye dalis gezisinden biraz bahsedecegim. Biz oyle guzel bir memlekette yasiyoruz ki, nimetlerinden faydalanmamiz lazim. Boyle guzel deniz var mi yaw, insan tum yorgunlugunu unutuyor valla. Resimdeki zat-i muhterem benim iste. Ahh nerde o arkadaki yat benim olaydi keske, ama degil, evet resmi cektirdigim yat benim , saka saka, ama bir gun mutlaka bir teknem olacak!

Neyse cok ama cok eglendigimiz bir haftasonuydu, ekipte Baris Gencay, Gokhan Karabolat ve ben vardik, bir suru yeni arkadas da edindik, bayagi eglendik. Candas Bozkurt da gelecekti ama olmadi iste baska zaman insallah.

Sesa Park otel de kaldik, fena degildi iste sonucta ekip olarak orada olunca bir sikinti olmadi. Aksam yemekte Fethiye nin meshur balik halin de yedik baliklarimizi. Bir de konuk oyuncumuz vardi yemekte, Baykal Kent. Tesadufen o da oradaydi ve kendisiyle tatli bir sohbet yapma firsati da bulduk. Gece baris bizi super yerlere goturecegini soyleyip, dolandirdi durdu Hisaronun' de. Kendisi sonraki faaliyetlerimizde bizi bir yere goturmeyecegine soz verdi, sozunde durmasa da biz gerekli onlemleri almaya kararliyiz .

Neyse sonuc olarak super bir haftasonuydu, Gokhan dalis yapti biz de Baris ile denize girdik yukaridan asagidaki balik ve turevlerini izledik. Bir ara teknemiz baris ile beni deniz de unuttu, tekneye yetisecem diye yuzerken ayagima kramp girdi, baris beni kurtardi. Yani ne maceralar ne maceralar, anlatmak ile bitmez, elbette merak etmeyin baska resimler de var, sonraki konularda gosterecegim insallah.

Read more...

Pazar, Kasım 13, 2005

Izmir Gunlukleri . . .

Resimde ortada gordugunuz sahis bizim Candas, benim icin kardes gibidir. Kendisini cok severim ama su tabulari yok mu beni cildirtiyor (Bir de Besiktas fanatikligi!), neyse o ve tabularini baska bir "post" ta tartisiriz. Bugun burada onunla katildigimiz Izmir Kalite Calistayindan bahsedecegim.

Candas ile 2,5 yila yakin zamandir bir proje uzerinde calisiyoruz (PROMACS - PRAMOS). Projenin ortaya cikis fikrinden, logosuna kadar her bir aninda ikimizin emegi var (Projeye ve nasil ortaya ciktigina daha sonra deginecegim.) 2004 yilinda, IMPROQ (Impact of Software Process on Quality) calistayina projemiz ile ilgili bir makale hazirladik ve Izmir' in yolunu tuttuk. Makaleyi hazirlayacagiz diye az kasmadik, ama sonunda degdi dogrusu, Candas cok guzel bir sunum yapti, projenin adini calistayda duyurmayi basardik. Sonra da Izmir gecelerine aktik beraber, elbette Burak ve Deniz' den bahsetmezsek olmaz burada. Hepimiz Ankara' dan gelen muhendisler olarak Izmir' i beraber kesfettik, hele aksam gittigimiz balik lokantasini unutmak mumkun degil. Anemon Otel, Ege Universitesi, barlar sokagi gezdik durduk, yukaridaki fotograf da bize bu guzel calistaydan ani olarak kalan bir resim karesi oldu sizlerle paylasabildigim. Istanbullu biri olarak Ankara' da yasamak elbette cekilir gibi degil ama sunu da soylemem gerek Izmir' i gordukten sonra Istanbul' a alternatif olabilecegini kesinlikle dusunuyorum. Gercekten guzel bir yer.

Read more...

Cumartesi, Kasım 12, 2005

23 Mart 1998 . . .

23 Mart 1998 hayatimin sonuna kadar unutamayacagim bir tarih olarak anilarima kazindi. O gun, O' nunla Bachous' ta el ele verip girdik beraber yuruyecegimiz bu yola. Ne diyebilirim ki, dunyaya bin defa gelsem yine de onunla olmayi, hep beraber olmayi dilerdim.

ODTU, 20 Temmuz, Contact, Forsitya, Incesu, Friction, Ani Torbasi, Thalasemia, Izo-Kiki, Orta Oyuncular, Modern Diller, Beyaz Zenciler, Self-Access, Musli, Roma, Muzlu Sut, Perhaps Perhaps Perhaps . . .

Seni cok seviyorum, iyi ki varsin, iyi ki yanimdasin.
Hep benimle kal Gelincigim . . .

Read more...

Perşembe, Kasım 10, 2005

Hosgeldiniz . . .

Benim sanal dunyama (bir anlamda gunlugume) hosgeldiniz. Hayatima dair bilgi ve birikimlerimi, ailemi, sevdiklerimi yani kisacasi benimle ilgili herseyi bulabilmeniz amaciyla olusturdum bu siteyi. Umarim sonucta guzel bir birikim cikar ortaya. Yillar sonra baktigimda yasadigim aci, tatli anlari tekrar hatirlamak umuduyla . . .

Bu arada ben kim miyim? Oncelikle, evet yandaki bu tatli cocuk benim, daha dogrusu yillar onceki halim. 14 Nisan 1976 tarihinde (Evet tipik "koc" erkegi ozelliklerini tasiyorum), Almanya' nin Hildesheim kasabasinda dunyaya gozlerimi acmisim. Simdilik bu kadar yeter, daha fazla bilgi ve resim ilerleyen zamanlarda siteye eklenecektir.

Sizler de yorumlarinizi ekleyin lutfen.

tesekkurler
Tekin MENTES

Read more...