"I should not talk so much about myself if there were anybody else whom I knew as well." - "Eğer bir başkasını daha iyi tanıyor olsaydım, kendimden bahsetmezdim." - Henry David Thoreau

Cuma, Haziran 30, 2006

Haftasonu Kaçamakları

İş hayatı insanı çok geriyor, hele de yoğun tempolu, stresi bol işlerde çalışıyorsanız of ki of yani. Büyük şehirde yaşayınca haliyle haftasonları yakın yerlere doğa ile başbaşa olmaya gidesi geliyor insanın. Araban da olunca jazz' lıyorsun :) gidiyorsun. Ankara park, bahçe bakımından zengin sayılabilecek bir konuma sahip açıkçası. Mesela tam şehrin ortasında Armada' nın arkasında "Saklı Bahçe" diye bir mekan var tavsiye edebileceğim, şehrin içerisindesin ama bunu hissetmiyorsun. Elbette bir Eymir' e gitmek gibi olmuyor belki ama uzaklara gitmek gibi imkanı olmayanlar için iyi bir alternatif. Eymir' den bahsetmişken, bu sene utanarak söylüyorum ama Eymir' e ilk defa gitmek nasip oldu. ODTÜ de okumuş biri olarak bugüne kadar ne beklemişim diye düşünmeden edemedim. Gerçekten haftasonu değerlendirilecek bir mekan, hele de bisikletliler için inanılmaz. Bu sene bir kaç defa gittik Barış ile beraber, çok güzel, bir defasında tüm gölün etrafını yürüyerek dolaştık, güzel bir parkur. Her an bir kaplumbağa ya da sincap ile karşılaşabiliyorsunuz. ODTÜ ye ait bir tesis olduğu için genelde tanıdık insanlarla karşılaştığım oluyor. Bu arada gölde sandal turuna çıkmak da nasip oldu, inanılmaz güzel. Tabi İstanbullu biri olarak şimdi tutup ODTÜ nün bu gölünden övgüyle bahsetmek beni biraz tedirginliğe sokmadı değil. Zira boğazı, yıllarca martılarını beslediğim vapurları, Kabataş Erkek Lisesini düşündüğümde ben ne yapıyorum diyorum kendime. Ama heryerin kendine ait güzellikleri olduğu da şüphesiz. Bu arada İstanbul Boğazının yıllar önce kışın donduğunu ve üzerinde yüründüğünü belirten rivayetler işitmiştim, Eymir için de benzer söylentiler var. Ankara' nın soğuk kış geceleri ve gölün boyutları düşünüldüğünde inanmamak için bir neden yok ama İstanbul Boğazının donduğuna inanmayanlar için ilgili resmi buraya da koyuyorum. Ahhh İstanbulum ahhh sen ne gizemli, ne muhteşem bir şehirsin.

En son Ankara Bayındır Barajı yakınlarındaki Mavi Göle gittim teyzemlerle. Gerçekten güzel bir yer yapmışlar oraya, insanlar mangallarını falan alıp piknik yapmaya geliyorlar, biz de benzer bir uygulama yaptık, ama çok kalabalık olduğunu belirtmem gerek. Üstelik biraz da durum abartılmış yani ne bilim Levent Kırca parodilerine malzeme olabilecek birçok vaka var burada. Birde yıllardır gittiğimiz daha doğrusu Barış' ın sürekli gittiği, zaman zaman benim de teşrif ettiğim Hüseyin Gazi dağlık bölgesi var ki kaya tırmanıcıların vazgeçilmez mekanı olan bu yere apayrı bir sayfa açmak gerek. Umuyorum burası ile ilgili resimli bir yazı yakında burada yerini alacak. Neyse yaz bitmeden daha gezecek çok yer belirledik, beğendiğim yerler olursa mutlaka burada bahsedeceğim.

Read more...

Perşembe, Haziran 22, 2006

Jethro Tull

Bugün inanılmaz bir müzik ziyafetine tanık olduk. Dünyaca ünlü müzik grubu Jethro Tull'un kurucusu ve solisti Ian Anderson, Bilkent Odeon'da orkestrasıyla birlikte muhteşem bir konserle bizi müziğe doyurdu. Konuk sanatçı olarak Lucia Micarelli ve Şefika Kutluer'in de sahne aldığı gecede, Ian Anderson ve ekibine Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası eşlik etti. Her ne kadar İstanbul ile yarışacak durumda olmasa da bu aralar konser bakımından Ankara sınırlarını zorluyor.

Jethro Tull albümlerinden eserlerin yanı sıra, Mozart'ın klasiklerinden de örnekler veren Ian Anderson müthiş bir performans gösterdi. Ian Anderson' a bazı parçalarda Şefika Kutluer de eşlik etti. Ama genç yetenek Lucia Micarelli'nin keman soloları beni transa sokmaya yetti. Blog' umu takip edenler keman aşığı olduğumu bilirler ve bu çıplak ayaklı kız kesinlikle kemanı konuşturuyor.

Jethro Tull' un konser vereceğini duyduğumda, özellikle Barış' ın çok sevdiğini bildiğimden gitmeyi çok istemiştim, ancak bilet fiyatları beni biraz düşündürüyordu. Neyseki çalıştığım firma konsere sponsor olmuş ve neyseki Özlem hanım bizim firmada çalışıyor. Bizim için de bilet ayıran ve bu mükemmel gecede bulunmamızı sağlayan Özlem' e ne kadar teşekkür etsem azdır. İyi ki varsın Özlem.

Bugüne kadar 30 albüm çıkaran ve her yıl 100 konser veren Ian Anderson' ı hala dinlemediyseniz en kısa zamanda flüte dans ettiren bu adamı keşfedin derim ben. Bu arada Ian' ın İskoçya' nın en zengin adamlarından biri olduğunu da buraya dip not olarak düşeyim.

Read more...

Çarşamba, Haziran 14, 2006

Büyüyen Aile

Bugun sabah 02:20 de 3. kez amca oldum. Ezgi, Deniz ve şimdi de Marsell. Sabırsızlıkla seni bekliyorduk, aramıza hoşgeldin. Çetin abim ve Ania ablama teşekkürler. Bakalım şimdi sıra kimde.

Bu yeğenler iyi güzel de çabucak büyüyorlar ve bize yaşlandığımızı hissettiriyorlar. Ama dünyanın en güzel olayı bu olsa gerek. Keşke abimlerin yanında olsaydım da yüzlerindeki o mutluluğa şahit olabilseydim.

Sevgili Marsell, sana sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum. Bugün biraz ağladın ama bundan sonra hep güller açsın yüzünde.

Read more...